Ne zaman nerede doğdun?
26 Ağustos 1979, Antalya
Aileni, anneni, babanı bize tanıtabilir misin? Meslekleri neydi vs?
İkisi de harika insanlar desem yeterli.
Büyüdüğün evi ve yaşadığın mahalleyi biraz anlatır mısın?
Sitede büyüdüm. Biraz izole bir ortamım vardı, ama çok güzeldi. Bir avuç insan birlitke büyüyorsunuz. Sağlam dostluklarım oldu orada. Sabahtan akşama kadar dışarıda olurdum. Ağaçlarımız, çimenlerimiz, kedilerimiz vardı. Hala ara sıra giderim oraya, ailem hala orada.
Küçük yaşta Antalya’dan Ankara’ya taşınmak seni etkiledi mi?
Çok ufak yaşta taşındığım için fazla bir şey hatırlamıyorum.
Nasıl bir çocuktun? Mesela bugün annen baban senin çocukluğunu nasıl anlatıyorlar?
Dengesizdim, çalışmayı sevmezdim ama çok yaratıcıydım, durmadan hayal kurardım. Annem ve babama göre ben hala çocuğum.
Merakların nelerdi, nelerle uğraşıyordu küçük Yağmur?
Çok ufak yaşta, evdeki kasetleri dinlemeye başladım. Ne gelrise dinliyordum, Beethoven olsun, Supertramp olsun, Floyd, Beatles ne varsa. Sözlerini anlamadan dinlediğim her şeyi ezberliyordum. Sonra tencere ve tavalardan davul seti yapıp çalarmışım, daha sonra piyano aldılar onu çalmaya başladım. Bunların dışında bol bol yaramazlık yapardım.
Her çocuk büyüyünce “Doktor olacağım, polis olacağım” falan der ya, sen ne diyordun?
Benim o konuda hiçbir fikrim yoktu gerçekten.
Favori oyuncakların var mıydı? Çok sevdiğin çizgi filmler vesaire?
Mandolin ve daha sonradan paramparça ettiğim pembe panter. Bir de G.I.Joe figürlerim.
Hafızanda yer etmiş, seni bir şekilde etkileyen, aklından çıkmayan bir “ilk anı” var mı?
Bir trafik kazası var, dört-beş takla attığımız. Ama kimseye birşey olmamıştı.
İlkokuldaki ilk günün nasıldı, bazıları ailesinden ayrıldığı için ağlar ya...
Ağlamamıştım ama gerçekten çok sıkıcıydı.
İlkokulda derslerle aran nasıldı?
Müzik veya resim dersi dışında hiçbir dersi ilkokulda sevmemiştim.
İlk aşk hikayen neydi? Okul öncesi de olabilir, çocuksu, platonik bir hikaye de olabilir bu…
İlkokuldayken annemin bir arkaadşının kızına tutulmuştum, ya da tutulduğumu sanıyordum.
Orta okul –liseyi hangi okulda okudun? Bu dönemde nasıl bir öğrenciydin?
Ortaokulu Cumhuriyet Lisesi’nde, liseyi ise Ankara Anadolu Güzel Sanatlar Lisesi’nde okudum. Ortalama bir öğrenciydim.
İlkokul, ortaokul, lisede hiç disipline gittin mi?
Sanırım ortaokulda bir kere uyarı aldım.
Sporla aran nasıl? Hangi spor dalları ile ne aşamada hangi mevkide alakadar oldun?
Birkaç sene tenis oynadım, sonra basketbola takıldım. En uzun süre bisiklet ile ilgilendim.
Müziğe olan ilgin nasıl başladı, müziğe olan ilgin nasıl müzisyenliğe dönüştü?
İlkokulda başladı. Ailem yeteneğimi keşfedince beni bu konuda yönlendirdi. Aşağı yukarı Ankara’da ne kadar özel yetenek sınavıyla öğrenci alan yer varsa hepsini ilk beşte girererek kazandım. Akademisyenliğe çok ilgim olmadı. Daha sonra kendi yönümü kendim çizerek bu günlere geldim.
İlk satın aldığın kaset neydi?
Iron Maiden - “Somewhere In Time”
İlk gitarın neydi, nasıl aldın? Hala saklıyor musun onu?
Fender Squier, hala saklıyorum.
Üniversitede ne okuyorsun? Memnun musun seçtiğin bölümden?
Müzik öğretmenliği okuyorum, yakında mezun olacağım.
Müzik dışında hangi sanat dallarına eğilimin var, bu dallarda ileride bir şeyler yapmayı düşünüyor musun?
Az biraz karakalem resimle ilgilenirim, sinemarla aram çok iyidir, birçok senaryo ve fikir var kafamda. İleride vakit bulrusam bir kaç kısa film çekmeyi düşünüyorum.
İlk ciddi ilişkini ne zaman yaşadın?
Sanırım lisede.
Müzisyenlik kariyerinde aldığın en güzel kompliman neydi?
Çok var ama somut olarak Sing Your Song yarışmasında, sadece bana özel verilen “En Değerli Müzik Elemanı” ödülü beni çok motive etmişti.
“Lost”ta Charlie’nin yaptığı gibi hayatının en iyi, en mutlu beş anını yazman gerekirse neler yazarsın?
“Lost”u izlemedim. Hayataımın birçok değerli anı var, ben hepsini iyisiyle ve kötüsüyle kucaklamaya çalışıyorum.
26 Apustos’ta 30. yaş gününü kutlayacaksın?
Daha 30’uma 10 sene var. Olunca düşünürüz
Birkaç kısa soru. Verdiğin en iyi konser: Szige Fest. Budapeşte
İzlediğin en iyi konser: Incubus- İstanbul 2007
Sevdiğin bilgisayar oyunları: Son zamanlarda “Vampire The Maquerade Bloodlines”
En çok sevdiğin filmler: En son “Twilight” filmini izledim ve beğendim.
En çok sevdiğin romanlar: Son zamanlarda “Zar adam”(Dice Man)
Favori içkin: Melissa çayı
Takılmayı en çok sevdiğin mekan: Çırağan tarafında bir meyhane.
Gördüğün en acayip rüya: Özel bir tane hatırlamıyorum, ama kabuslarım gerçekten eğlenceli oluyor.
Medyanın son günlerde evden kaçan iki kız üzerinden emo kültürüne saldırmasını nasıl yorumluyorsun?
Zamanında iki genç intihar etmişti, “Siyah giyinip Radiohead dinliyorlardı” diye haber çıkmıştı, sonra satanist avı başladı. Etrafta ne kadar siyah tişörtlü uzun asçlı genç varsa, kimlik soruyorlar ya da topluyorlardı. Bu da yeni bir dalga işte. Komik buluyorum.
Hehehe...
Ne tesadüff...
Bende komik buluyorum...
Bu arada haber sitede varsa özür dilerim...